.
Tüm bu rahatsızlıklar kaynağı mide ve bağırsaklardır.
.
Sistemsel olarak midedeki Sindirim sistemi ile bağırsaklardaki Bağışıklık sistemlerinin normal olmaması sonucu ortaya çıkarlar.
.
Sorunun kaynağı sistemseldir.
.
Öncelikle bu isimlerini sık sık duyduğumuz ve sürekli tekrarladığımız sindirim ve bağışıklık sistemlerini tanımalıyız .
.KABIZLIK ;
Temel olarak ,kalın bağırsak sorunudur.
Başlangıç olarak midedeki sindirimin yeterli olmaması ile başlar.
Besinler tam parçalanmamış ve fermente edilerek dönüştürülmemiştir.
Her bağırsak boğumundan geçerek geldikleri kalın bağırsağın kolon kısmında dışkının katılaşması ile sorun başlar.
Dışkı dışarıya çıkabilecek yumuşaklıkta değildir.
Zorlama yapıldığında ise hem ağrı hemde hemeroid ortaya çıkar.

Dışkının yumuşaklığı öncelikle su tutucu özellikler taşıyan prebiotik lifler ile mümkündür.
Dışkının oluşumunu ve zamanlamasını sağlayan ise probiotik bakterilerdir.
Kalın bağırsaklardaki sayıca fazla olan bakteri grubu Bifidobacteriumlardır.
Bififdobacterium bakterileri yanında azda olsalar Lactobacillus grubu bakterilerde kalın bağırsak dokularına tutunanarak prebiotik liflerle simbiotik dediğimiz ortak kolonize bir yaşam oluştururlar.
Prebiotik lifler ince bağırsaklardan emilmeden kalın bağırsaklara kadar gelen dirençli nişastalardır.
Kalın bağırsak duvarında birlikte koruyucu bir duvar oluştururlar .
Bu duvarının çimentosuda hem süt proteinleri ama özellikle ev öncelikle kolajendir.
Bu koruyucu duvarı mukus olarak isimlendiriyoruz.
Çok zorlama yapıldığında veya lavman veyahut başka şekillerde de olsa bağırsak temizliği diye tabir edilen yapılan tüm işlemlerde bu koruyucu duvar yıkılıyor ve dışarı atılıyor.
Kabızlığın kronik hale gelmesi ise hem prebiotik liflerden zengin yiyeceklerin yenmemesi hemde yeterince fermente probiotik gıdaların alınmaması sonucudur.
.
Diğer yandan ;kolona kadar besinlerle ilerleyerek gelen zararlı ev zehirli tüm maddeler ,toksikler dışkıda birikirler .
Eğer dışkı zamanında olugunlaşarak ve yumuşayarak dışarı atılmaz ise kolon duvarından sızmaya çalışan patojenler isyan çıkarırlar.
Eğer kalın bağırsak duvarında hasar oluşturarak geçit açarlarsa ,hemen burayı iltihaplandırırlar:
Enfeksiyon artar,geçit büyür ve yara haline dönüşür.
Kalın bağırsaklardaki ülseratif kolit veya crohn veyahut diğer enfekte yaraların yol açtığı hastalıkların nedeni budur.
.
% 10..
Patojenlerin genel bağırsak mikrobiyotasındaki oranı % 10 civarındadır.
Bu sayıda kalmaları probiotikler tarafından baskılanmaları ,kuşatılmaları ve etraflarının kuşatılması ile mümkün olmaktadır.
.
% 90..
Probiotiklerin oranı mikrobiyotada % 90 oranındadır.
Bu oran ne kadar eksilir ise patojenlerde o kadar çoğalır.
Sinsi ve fırsatçı bir şekilde saklanıp gizlenen patojenler dört gözle probiotiklerin azalmasını beklerler.
KABIZLIK için Bifidobacterium içeren Probiotik gıdalar ve Prebiotik lif içeren besinler ve Kolajen içeren kemik ve et suları mutlaka beslenmemizde olmalıdır.
Tüm bu rahatsızlıklar kaynağı mide ve bağırsaklardır.
.
Sistemsel olarak midedeki Sindirim sistemi ile bağırsaklardaki Bağışıklık sistemlerinin normal olmaması sonucu ortaya çıkarlar.
.
Sorunun kaynağı sistemseldir.
.
Öncelikle bu isimlerini sık sık duyduğumuz ve sürekli tekrarladığımız sindirim ve bağışıklık sistemlerini tanımalıyız .
.KABIZLIK ;
Temel olarak ,kalın bağırsak sorunudur.
Başlangıç olarak midedeki sindirimin yeterli olmaması ile başlar.
Besinler tam parçalanmamış ve fermente edilerek dönüştürülmemiştir.
Her bağırsak boğumundan geçerek geldikleri kalın bağırsağın kolon kısmında dışkının katılaşması ile sorun başlar.
Dışkı dışarıya çıkabilecek yumuşaklıkta değildir.
Zorlama yapıldığında ise hem ağrı hemde hemeroid ortaya çıkar.

Dışkının yumuşaklığı öncelikle su tutucu özellikler taşıyan prebiotik lifler ile mümkündür.
Dışkının oluşumunu ve zamanlamasını sağlayan ise probiotik bakterilerdir.
Kalın bağırsaklardaki sayıca fazla olan bakteri grubu Bifidobacteriumlardır.
Bififdobacterium bakterileri yanında azda olsalar Lactobacillus grubu bakterilerde kalın bağırsak dokularına tutunanarak prebiotik liflerle simbiotik dediğimiz ortak kolonize bir yaşam oluştururlar.
Prebiotik lifler ince bağırsaklardan emilmeden kalın bağırsaklara kadar gelen dirençli nişastalardır.
Kalın bağırsak duvarında birlikte koruyucu bir duvar oluştururlar .
Bu duvarının çimentosuda hem süt proteinleri ama özellikle ev öncelikle kolajendir.
Bu koruyucu duvarı mukus olarak isimlendiriyoruz.
Çok zorlama yapıldığında veya lavman veyahut başka şekillerde de olsa bağırsak temizliği diye tabir edilen yapılan tüm işlemlerde bu koruyucu duvar yıkılıyor ve dışarı atılıyor.
Kabızlığın kronik hale gelmesi ise hem prebiotik liflerden zengin yiyeceklerin yenmemesi hemde yeterince fermente probiotik gıdaların alınmaması sonucudur.
.
Diğer yandan ;kolona kadar besinlerle ilerleyerek gelen zararlı ev zehirli tüm maddeler ,toksikler dışkıda birikirler .
Eğer dışkı zamanında olugunlaşarak ve yumuşayarak dışarı atılmaz ise kolon duvarından sızmaya çalışan patojenler isyan çıkarırlar.
Eğer kalın bağırsak duvarında hasar oluşturarak geçit açarlarsa ,hemen burayı iltihaplandırırlar:
Enfeksiyon artar,geçit büyür ve yara haline dönüşür.
Kalın bağırsaklardaki ülseratif kolit veya crohn veyahut diğer enfekte yaraların yol açtığı hastalıkların nedeni budur.
.
% 10..
Patojenlerin genel bağırsak mikrobiyotasındaki oranı % 10 civarındadır.
Bu sayıda kalmaları probiotikler tarafından baskılanmaları ,kuşatılmaları ve etraflarının kuşatılması ile mümkün olmaktadır.
.
% 90..
Probiotiklerin oranı mikrobiyotada % 90 oranındadır.
Bu oran ne kadar eksilir ise patojenlerde o kadar çoğalır.
Sinsi ve fırsatçı bir şekilde saklanıp gizlenen patojenler dört gözle probiotiklerin azalmasını beklerler.
KABIZLIK için Bifidobacterium içeren Probiotik gıdalar ve Prebiotik lif içeren besinler ve Kolajen içeren kemik ve et suları mutlaka beslenmemizde olmalıdır.
Haydar YILMAZ
Araştırmacı Yazar
Merhaba
Probiyotik mayayı Nasıl veya nereden temin edebiliriz? Cvp verirseniz sevinirim.
İyi günler