DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ PROBİOTİK VE PREBİOTİKLERLE KİLO YÖNETİMİ MÜMKÜN.

Araştırmalar, prebiyotik liflerin bağırsaklardaki bakteri popülâsyonuna olumlu etkileriyle kilo yönetimine yardımcı olduğunu gösteriyor.
.
Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre 2015’e kadar 1,5 milyarı aşkın fazla kilolu tüketici olacak ve yalnızca ABD’de yıllık sağlık giderleri 117 milyar doları aşacak.
.
Dolayısıyla kilo yönetimine yönelik bilimsel olarak doğrulanmış gıda ürünleri için önemli fırsatlar doğacak.
.
OBEZLERİN BAĞIRSAK MİKROBİOYATASI
Nature dergisinin Aralık 2006 sayısında yayımlanan makalede bağırsaklardaki mikrobiyal kirlenmenin, obez ve zayıf kişilerde farklı olduğu belirtiliyor ve obez kişilerin kilo verdiklerinde bağırsak mikrofloralarının, zayıf kişilerde gözlenen duruma dönmesi obezitenin bir mikrobiyal bileşeni olabileceğini gösteriyor.
.
Science Translational Medicine dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma ise bu konuyla ilgili bir ilerleme daha kaydederek insan bağırsak mikrobiyotasının, başarılı bir şekilde bakterilerin bulunmadığı farelere aktarılabildiğini ve bunun daha sonra da anneden yavrusuna geçtiğini gösteriyor.
.
Bu gibi bağlantılar, prebiyotiklerin ve probiyotiklerin bağırsak mikroflorasını değiştirmede önemli rol oynadığını gösteriyor.
.
PREBİOTİKLER
Prebiyotikler “insan tarafından sindirilemeyen ve seçici metabolizmaları aracılığıyla bağırsakta yararlı etkileri olan gıda bileşenleridir”.
.
PROBİOTİKLER
Probiyotikler de “uygun miktarda bulunduğunda sağlığa yararları olan yaşayan mikroorganizmalardır”.
.

.
Gelişmekte olan bu yeni alandaki Louvain Catholic Üniversitesi’nden Nathalie Delzenne ve Patrice Cani tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, prebiyotiklerin obez ve fazla kilolulardaki metabolik hastalıkların iyileştirilmesinde potansiyel yararları olduğunu gösteriyor. International Dairy Journal dergisinde belirtildiği üzere bu bulgular insanlar üzerinde de uygulanmaya başlandı.
.
İNÜLİN İŞTAHI AZALTIP ,TOKLUK HİSSİ VERİYOR.
Belçikalı uzmanlar inulin tipi prebiyotiklerin iştahı azaltıp, tokluk hissini arttırarak alınan enerji miktarını düşürdüğünü gösteren veriler olduğunu belirtiyor.
.
Bu etkilerin 48 saatlik gözlem süresince görülmediğini ancak birkaç hafta sonra görülmeye başladığını belirtiyorlar.
.
Bu sonuçların, gıda alımının kont-rolünde fizyolojik ilişkinin sağlanması için bağırsak mikrobiyotasında adaptasyon gerektiğini gösterdiğini belirtiyorlar.
.
Bağırsak peptitleri ve iştah değişimi ile bağlantılı olarak beden kitle indeksinde azalmanın, obez ve fazla kilolu hastaların uzun süreli tedavisinin ardından gerçekleştiğini bildiriyorlar.
.
Araştırmacılar bu durumun probiyotikler için de geçerli olduğunu söylüyorlar. Delzenne ve Cani “metabolomik analiz, obezite ve gelecekteki rahatsızlıklarla ilgili olarak yeni potansiyel mikrobiyal hedefleri seçmeyi sağlayacak” diyor.
.
BAĞIRSAK MİKROBİOYATASININ ROLÜ
.
Reading Üniversitesinden prebiyotik uzmanı Prof. Glenn Gibson NutraIngredients’e yaptığı açıklamada “Kötü beslenme, genetik ve hareketsizlik gibi geleneksel risk faktörlerinin obeziteye yol açtığı konusunda hiç şüphe yok.
.
.Ancak tartışılması gereken konu, bunların tek başına son 10-15 yılda obezitenin hızla yayılmasından sorumlu tutulup tutulamayacağı.
.
Bağırsak mikrobiyotasının, kalori kontrolü ve tokluk hissiyle ilişkisindeki rolü ortaya çıkmaya başladı.
.
Araştırmacılar eldeki verilerin çoğunun model ve hayvan deneylerinden elde edildiğini ve insanlar üzerinde daha çok araştırma yapılması gerektiğini kabul ediyorlar.
.
Öte yandan şaşırtıcı bir gerçek de mikrobiyotada beslenmeye bağlı değişikliklerin, uzun vadeli kilo yönetiminde ve metabolik hastalıkların kontrolünde çok önemli olması” dedi.

.
Packaged Facts grubundan Datamonitor’ün Ürün Lansman Analitikleri verilerine göre süt bazlı probiyotik ve prebiyotik gıdalar bu segmentteki gıda ve içeceklerin %55,5’ini oluşturuyor.
.
Süt bazlı olmayan içeceklerin oranı %10,7, tahıl bazlı gıdaların oranı %10 ve et ürünlerinin oranı %1,4. Probiyotik ve prebiyotik gıda ve içeceklerin 2008’deki büyüme hızı bölgeye ve ürün türüne göre %5 ile %30 arasında değişti.

Türkiye’de ise pazar henüz gelişme aşamasında. 2006 yılı sonunda 60 milyon TL’ye ulaşan pazar büyüklüğünün 2008’de 100 milyon TL’yi aştığı tahmin ediliyor.
.
Bileşen gelişmeleri
.
Packaged Facts’e göre tüketicilerin probiyotik ve prebiyotik içeren daha geniş çeşitlilikte gıda ve içecek ürünlerine talepleri, bileşenlerdeki gelişmeler ve süren araştırmalar sayesinde karşılanmaya çalışılıyor.
.
Araştırmalar öncelikle daha geniş çeşitlilikte gıda ve içecek ürünlerinde probiyotik uygulamalarını zenginleştirmek ve kolaylaştırmak üzerine odaklanıyor.
.
Probiyotikler için artan tüketici talebi, probiyotiklerin sağlığa yaralarıyla ilgili sürekli olarak yapılan araştırmalar tarafından da teşvik ediliyor.

 

 

Haydar YILMAZ
Araştırmacı Yazar

10 Temmuz 2017 tarihinde eklendi, 2.619 kez görüntülendi.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git